Sıfır noktasından sonra: Hayal kurmaya devam!
Yeni bir flörtün heyecanında mısınız? Yoksa “eski ilişki arşivi”ni kapatmaya mı çalışıyorsunuz? Belki de hayatınızda kimse yok ama kalbinizin içinde hâlâ biraz kıpırtı var… O zaman size harika bir haberimiz var: Hayal kurmak hâlâ serbest!
Hayallerin kuralı yok. Gerçekçi mi, fantastik mi, uçuk kaçık mı? Hiç fark etmez. Önemli olan, sizin içinizde bir şeyleri kıpırdatması, sizi gülümsetmesi, hatta içten içe biraz da heyecanlandırması… Çünkü bazen hayal kurmak, ilişki yaşamaktan bile daha tatlı olabilir.
Genelde hayalperestliğe biraz önyargılı yaklaşılır. Gerçekçi olmak daha olgun, daha güvenli bulunur. Oysa hayaller moral verir, ruhu okşar. Ve zamanla… Kimbilir? Belki de gerçek olur. Ya da olmaz. Ama o yolculuğa paha biçilemez.
Hayal kurmaktan korkmayın. Bu, umut etmekle kardeştir. Her şey sıfırdan başladığında, ilk adımı hayal kurarak atmak bazen yapabileceğiniz en cesur şeydir. Ve hazır cesaretinizi toplamışken yeni başlangıcınızı Pembe Panjur ile yapabilirsiniz. Hayallerinizi güncelleyin. Bir gün, tam beklediğiniz gibi olmasa da -belki farklı, belki daha da güzel bir şekilde- hayata geçeceğini aklınızdan çıkarmayın. Elbette ayaklarınız yerden tamamen kesilmesin, ama arada bir bulutlara çıkmak da fena fikir değildir.
Hayallerinizde parolanız “kapılmadan kapılmak” olsun.
—-
Yeni ilişkide kendi kendinizin koçu olun!
Yeni bir ilişkinin heyecanı ve belirsizliği zihninizi allak bullak edebilir. İşte o anlarda devreye sokabileceğiniz altın telkinler…
Sırılsıklam aşık olsanız da hayatın merkezinde siz varsınız
Aklınız sürekli onda olsa da kendi hayatınıza, hobilerinize ve rutinlerinize sıkı sıkıya tutunun. Onu bir takıntı haline getirdiğinizi fark ederseniz kendinize zaman ayırmak için bilinçli adımlar atın.
Senaryo ve dedektiflikten kaçının
Kafanızda senaryo yazmayın. Hele ki bilginiz sınırlıyken… Sosyal medyayı takip etmek, her mesajı incelemek sadece kaygıyı artırır. Sezgilerinize güvenin.
Kıskanıyor musunuz? Duygusal kontrol iş başına!
Hissettiğiniz kıskançlıklar normal ve genellikle geçicidir. Onları büyük bir olay haline getirmeyin.
İlgi görmediğinizde “trip atmak” yerine, onu kendi haline bırakın. Bu, hem size saygınlık kazandırır hem de karşı tarafa düşünme alanı yaratır.
Değersiz hissettiğinizde öfkeye veya kendini büyük görme tuzağına düşmeyin. Sevdiğiniz birinin fotoğrafına bakmak size iyi gelebilir.
İlişkinizi demleyin
Kendinizi hemen açmayın. Onu dinleyerek ve gözlemleyerek tanıyın.
Saygılı olun, ancak saygısızlık gördüğünüz yerde tepkinizi gösterin.
Şefkati dozunda tutun. Sevginizi “boğmadan” sergileyin. İlişkiyi “demlemeye bırakmak”, küçük, anlamlı dozlarla beslemek güzeldir.
Derin ve içten sohbetler aranızdaki bağı güçlendirir, ilişkinizi biricik hale getirir.
Gülümseyin ve bakımlı olun. Dış görünüş özgüveninin bir yansımasıdır. Beden dilinizin güven ve sakinlik verdiğinden emin olun. Arkadaşlarınıza nasıl göründüğünüzü sorabilirsiniz.
Gurur yapmayın. Sevginiz olsun, ancak sınırlarınız da…
Hatalar olacaktır, kendinize ve ona tolerans gösterin. İnsanların fikirleri değişir; bugün hissedilenler, yarın farklı hissettirebilir.
O bir kurtarıcı değil
Mutluluğunuzun ve hayatınızın sorumluluğu size ait. O bir kurtarıcı değil, hayatınızdaki bir “artı”dır.
Son Söz:
İlişki böyle bir şey; üzülmeden sıkılmadan, üstünüz başınız batmadan yürüyemez. İlişkiler hakkında daha fazla bilgi için Pembe Panjur‘u takip etmeyi unutmayın.
